6493 Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un (“Kanun”) yürürlük tarihinden bu yana, faaliyet izni bulunmayan fakat hizmetleri elektronik para ve ödemeler alanına temas eden ve/veya bu finansal hizmetleri ana hizmetlerinin bir parçası haline getiren birçok şirket faaliyet göstermekteydi.
Bir diğer taraftan elektronik para ve ödeme kuruluşları (“Kuruluşlar”) müşteri hacimlerini arttırmak için kendi dijital kanallarına ek olarak sektör dışı şirketlerle farklı iş modelleri üzerine çalışmalar gerçekleştirme çabası içerisindeydi. Özellikle e-para kuruluşları bakımından dijital banka sloganıyla hareket eden, yenilikçi, işlem ücreti almayan, cash back çalışmaları yapan bankalar ile rekabet etmenin zorlayıcı olması bu çalışmalara harcanan mesaiyi de arttırdı.
Ödeme hizmetleri bakımından örneklerini çok yoğun olarak görmesek de elektronik para kuruluşları tarafından servis modeli e-para hizmetleri (“Wallet as a Service”), sektördeki hatalı kullanımı faaliyet izni kiralama, sunulmaya başlanmıştır. Hatta bir kısım e-para kuruluşunun e-para dikeyinde tek iş modeli olmuştur.
Wallet as a Service (“WaaS”) e-para arayüz sağlayıcısı üçüncü taraf şirketin elektronik paraya temasının olmaması sebebiyle sektörde “iş birliği” olarak konumlandırılarak “temsilcilik” modelinden ayrıştırılmaktaydı. Sektördeki yaygın uygulama ise bu modelin müşteri yönlendirmesi-komisyon ilişkisi olarak kabul edilmesiydi. WaaS uygulamalarında dikkat çeken bir diğer husus ise hizmetlerin müşteri ile temas noktalarında hizmetlerin faaliyet izni olan bir kuruluş tarafından verilip verilmediğine ilişkin kaydın bulunmamasıydı. Bu yönde bir kayıt varsa dahi müşteriyi bilgilendirmekten ziyade Kuruluşun pazarlama çalışması olarak uygulanmada yer almaktaydı.
Kuruluşların, sektör dışı şirketlerle gerçekleştirdiği iş modelleri 2019 yılında düzenleyici ve denetleyici kurumun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (“Merkez Bankası”) olmasıyla birlikte mercek altına alınmıştı.
13.12.2021 TCMB Sözleşmeler Talimatı
TCMB, 13.12.2021 tarihinde düzenlenen ve Kuruluşlar ile paylaşılan “Sözleşmeler” konulu talimatında (“Talimat”) Kuruluşların kullanıcılarına ödeme hizmetlerini sunmaları kapsamında taraf olabilecekleri hukuki ilişkiler incelendiğinde, ödeme hizmetlerinin faaliyet izni bulunmayan üçüncü bir kişi tarafından Kuruluşun ad ve hesabına sunulması temsilcilik; Kuruluşun pazarlama benzeri münhasıran kendisi tarafından yürütülmesi gerekmeyen faaliyetlerinin diğer kişilerce gerçekleştirilmesi ise dış hizmet alımı kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik’in (“Yönetmelik”) 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, Kuruluşların sunduğu hizmetler ile ilgili olarak pazarlama konusunda aldıkları da dâhil olmak üzere Yönetmeliğin 21 inci maddesi kapsamındaki dış hizmet alımları, dış hizmet alınacak şirketin hiçbir şekilde fon aktarımına aracılık etmemesi şartıyla, temsilcilik kapsamında değerlendirilmeyeceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 23 üncü fıkrasında ise sadece elektronik paranın dağıtımı ve fona çevrilmesi işlemlerini yürütenlerin de bu madde hükümlerine tabi olmadığı belirtilmiştir.
E-para Fon Toplama Hizmetinin İnsansız Hizmet Noktası Kullanımı ve Temsilcilik Modeli Özelinde Değerlendirmesi
E-para kuruluşlarının, bankaya temas etmeyen, kredi kartı kullanmayan ve/veya dijital bankacılık ürünlerini kullanmayan kullanıcılarına da hizmet sunabilmesi için özellikle fon yükleme işlemleri bakımından hizmet ağını genişletme ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulması gereken bir gerçek olduğu görüşündeyiz.
E-para kuruluşlarının mevzuat kapsamında fon toplama bakımından seçeneklerini ele aldığımızda insansız hizmet noktaları (“ATM”, “Kiosk”), temsilcilikler ilk akla gelen seçenekler olarak karşımıza çıkmakta.
E-para kuruluşlarının kendine ait insansız hizmet noktaları oluşturması cihaz ve kira bakımından maliyetli bir hizmet kanalıyken, bankalar üzerinden bu hizmeti alması nispeten maliyetlerini düşürmektedir.
Temsilcilik modelini ele aldığımızda ise bir temsilciyi ekosisteme dahil etmek 01.12.2021 tarihinde yürürlüğe giren yeni Yönetmelik hükümleri ile talep edilen belgeler ve bildirimler bakımından eskisi kadar hızlı ve kolay olmadığı görüşündeyiz.
Kaldı ki yalnızca fon yükleme işlemi için temsilcilik ilişkisi kurulması, kuruluş adına hareket etme yetkisinin verilmesi ve 500.000,-TL’lik ilave teminat yükümlülüğü bakımından makul bir seçenek olmaktan çıkmaktadır.
ATM cihazının hiç olmadığı yerlerde, büyük şehirlerde neredeyse her sokakta bir şubesi olan zincir marketlerin fon yükleme dikeyinde alternatif bir yöntem ile dahil edilmesi mümkün mü?
Kısa cevap, evet mümkün.
Yönetmelik’in 3 üncü maddesinin şş bendinde “tedavüldeki elektronik para tutarı” tanımlanmış ve e-para kuruluşlarının şubeleri, temsilcileri, insansız hizmet noktalarına ek olarak adına hareket edecek üçüncü taraf bir hizmet sağlayıcısı aracılığıyla fon alabileceği anlaşılmaktadır.
“şş) Tedavüldeki elektronik para tutarı: Elektronik para kuruluşu, şubeleri, temsilcileri, insansız hizmet noktaları veya elektronik para kuruluşu adına hareket eden üçüncü taraf bir hizmet sağlayıcısı tarafından alınan fonlar…”
Benzer düzenleme mülga Yönetmelik’te “tedavüldeki elektronik para tutarı” tanımı yapılmamışken “Elektronik para koruma hesabı” başlıklı 27 inci maddesinde yer almakta olup, mevzuat açısından yeni bir düzenleme değildir.
Yönetmelik’te her ne kadar fona temas edilmemek kaydıyla dış hizmet ilişkisinin temsilcilik kapsamı dışında değerlendirileceği düzenlenmişse de fon alımının fona temas etmeden gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır.
Bu bağlamda fon toplamanın, temsilcilik ilişkisi kurulmadan, şube açılmadan ve insansız hizmet noktası kullanılmadan gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu söylenebilecektir. Bu hizmet yükleme merkezi, top-up merkezi veya herhangi bir isimle anılabilecektir.
Konuyla ilgili bir müvekkilimiz adına 2023 yılı başlarında yaptığımız görüş talebine yanıt olarak TCMB tarafından şube, temsilci veya insansız hizmet noktası olarak değerlendirilmeyen ancak fon toplamaya aracılık eden tarafın üçüncü taraf hizmet sağlayıcısı olarak değerlendirilebileceği görüşü paylaşılmıştır. Aynı görüşte Talimat’a referans verilerek üçüncü taraf hizmet sağlayıcının hizmeti sunarken kendi adına sunduğu izlenimi verilmemesi gerektiği de belirtilmiştir. Bu görüşün tarafımızca paylaşılan iş modeli özelinde verildiğini, her iş modeli özelinde hukuki bir değerlendirme yapılması gerektiğini önemle not etmek isteriz.
Temsilci Olması Kısıtlanan Kuruluşlar Yükleme Merkezi Olarak Konumlandırılabilir mi?
Temsilci olması Yönetmelik kapsamında kısıtlanan kuruluşların top-up merkezi olarak konumlandırılmasını kısıtlayan bir düzenleme bulunmadığını da not etmek isteriz.
Her halükarda bu yönde bir çalışma yapılmadan önce hukuki değerlendirme yapılması ve TCMB’nin bu konudaki görüşünün alınmasını öneririz.
Fon toplama hizmeti özelinde Kuruluşların ve üçüncü taraf hizmet sağlayıcının iş modeline göre şekillenecek yasal sorumluluk ve yükümlülüklerinin değerlendirilmesi gerektiğini de hatırlatmak isteriz.